PRİAPOS
İlçemiz Biga’nın kuzeyinde, Karabiga Beldesi’ nin 200 m. kuzeyindeki antik bir liman kentidir. Bugün “Kaleler” adı verilen yörededir. Yöreye adını veren bu kale surlarının bir bölümü, bugün bile halâ ayakta kalmayı başarmıştır. Karabiga Beldesi’ ne gerek deniz yolu gerekse kara yolu ile gidilirken, bu kale kalıntılarını görmek mümkündür. Bazı kaynaklar Priapos kentini, Abydos ( Nara Burnu yanında ) ve Prokenosos’ u ( Marmara Adası ) kuran Miletoslular tarafından, 670 yılında bir Millet Koloni kenti olarak kurulduğu, bazı kaynaklara göre de orada kutsanan Priapos’ tan ( Aphrodite ve Dionysos’ un oğlu. Bağ – bahçeleri ve erkek cinsiyet üreme organının koruyucu tanrısı ) almıştır.
Priapos Kenti’ nin limanı, kuzey – doğu rüzgârlarına açık olduğundan, Parion kadar önem kazanmamıştır. M. Ö . V. Yüzyılda Atik Dellos Deniz Birliği’nin üyesi iken en çok para veren şehir olarak bilinir. Ancak Kyzikos ( Bandırma – Erdek arası ) ile Parion ( Kemer ) arasında kaldığından gelişememiştir.
Hiçbir zaman refaha kavuşamayan Priapos kenti, kendi adına ancak II. Asırda para bastırabilmiştir.
M. Ö. V. Yüzyılda şarapları ile ün kazanmış ve hatta Yunanistan’ a şarap götürüldüğü belirtilir. Helenistik Devir’ de şehrin fazla bir önem kazanmadığı, Granikos Savaşı’ ndan teslim olarak, Persler ne kadar vergi veriyorlarsa, Büyük İskender’ e de o kadar vergi vermeye başlar. Agustos devrinde Roma İmparatorluğu, Parion ve Priapos’ u kendi kolonisi yaptığında, bu iki kenti birleştirmiştir.
Bizans döneminde Priapos piskoposluk merkezi olmuştur. Bununla ilgili olarak bir dolap Karabiga Mustafa Kemal İlköğretim Okulu’ nda korunmaktadır. ( Bu dolap Cumhuriyet İlköğretim Okulu Müdürü Fikret ASLAN tarafından tespit edilmiştir. )
Priapos kenti, Arrianos’ ta da ( 1 XII 7 ) anılmaktadır. Bizans İmparatorluğu’ nun Türklere karşı savaşmak için getirttiği paralı askerler ( KATALANLAR ), Priapos’ u ; eşkıya yatağı durumuna getirmişlerdir. Osmanlılar, bu eşkıya yatağı Kulupiga kentini fethettiklerinde ( 1364 ) , kenti yıkıp yakmışlardır. Yakılmasından dolayı, siyah bir is ile kaplanınca da “ Yanık, Siyah Biga ” anlamında “ KARABİGA ” adını vermişlerdir. Evliya Çelebi de Seyahatname’ sinde; 6 köşeli, bakımsız bir kalesinden söz etmektedir. Yörede ayrıntılı bir kazı yapılmamıştır. Çok harap haldeki kale kalıntılarından başka kalıntılar görülemektedir.
Bağları ve dolayısıyla şarapları ile ün yapan Priapos kentinin şarapları, Atina’ ya götürülecek düzeyde ün yapmıştır. Strabon Anadolu Coğrafyası’ nda Priapos’ tan şöyle bahseder : “ Priapos deniz kıyısında bir liman kentidir. Bazıları onun, Abydos ve Prokonnesos’ u da kolonize etmiş olanMiletos’ lular tarafından, diğerleri de Kyzikozlu’ lar tarafından kurulduğunu söyler. Kent adını orada kutsanan Priapos’ tan almıştır. O’ nun kutsanması Korintos dolayındaki Ornea’ dan getirilmiştir.Dioysos ile bir Nymphen’ inoğlu olarak bilinen bu tanrının kutsanmasına halk rağbet etti, çünkü ülkeleri ile, çevrelerindeki Parion, Lampsakos gibi komşu topraklarda zengin bağlarla kaplıydı. Kserkses Priapos’ u bağlarla donatması için Themistokles’ e verdi. Priapos daha sonraları, halk tarafından tanrı olarak kabul edildi. Bu nedenle Hesiodos onu tanımaz. O, Orthane, Konisalos, Tykhon ve diğerleri gibi olan Attika tanrılarına benzer. ”
Priapos Helen dilinde söylenmiş bir sözcük olup, belki de hemen yakınında Marmara Denizi’ ne dökülen, Granikos ( Kocabaş – Biga ) Çayı’ nın oradaki bölümüne işaret ediyordur. Aslı Priapa ( Pria – Pa Hisar Suyu ) iken, akarsu adı verilen Helen dilinde eril olacağı için Priapos, bu dil kuralına uymayan, -os ile biten bir ad taşımaktadır. ( Bilge Umar – Türkiye’ deki Tarihsel Adlar )
Priapos kenti bu nedenle, adını tanrı Priapos’ tan değil de, tanrı Priapos adını bu kentten almıştır. Bilimsel kitaplarda Lampsakos ( Lapseki ) kentinin büyük tanrısı olarak geçmektedir. Ancak bu kentin Priapos ( Karabiga ) olduğu adından da anlaşılacağı gibi açık ve nettir.
Priapos şöyle anlatılır.
“ Lampsakos ( Lapseki ) şehrinin büyük tanrısı Priapos, Yunan mitolojisine sonradan girmiş ve epey yer etmiş tanrısal bir varlıktır. Bağları, bahçeleri kem gözlere karşı koruyan bu tanrının, en göze çarpan yanı erkeklik uzvuydu. Yumru yumru bir adamcık olarak simgelenen Priapos’ un phallos’ u nerede ise kendisi kadar uzun ve yukarıya doğru kıvrık olarak gösterilirdi. Bununla bereketi simgeler ve bitkilere erişilecek bir örnek diye dikilirdi. Bu hali ile Priapos; Dionysos alayına girmiş, gövdesi ve tutumuyla Satyrelere, Silenlere benzediği için bu tanrılara karışmıştır. Efsane, onun Dionysos ile tanrıça Aphrodite’ den doğma olduğunu da ileri sürerdi. Dionysos alayında bir eşek üstünde canlandırılması da şöyle açıklanırdı: Bir Bakkhos töreni sırasında Priapos çok içmiş ve alayda rastladığı Lotis adlı nymha’ ya aşık olmuştu.Gece Bakkhalar uykuya dalınca, Lotis’ in yanına sokulan Priapos tam muradına ermek üzere iken bir eşek anırmış, kız uyanmış ve kaçmış. Priapos da olduğu yerde o durumda kalakalmış, herkese alay konusu olmuş. Roma’ da efsane Lotis’ in yerine Vesta’ yı koyar, eşeğin anırması da tanrıçayı, tehlikede olduğunu bildirerek uyarması içinmiş. Vesta bayramında eşeklerin çiçek çelenkleri ile süslenmesi de oradanmış.
Aphrodite’ nin, Priapos’ u doğurması üstünede şöyle bir masal anlatılıyor: Aphrodite Olympos tanrıları arasına gelince, güzelliği ile hepsini büyülemiş. O kadar ki, Zeus bile aşık olup onunla sevişmiş Aphrodite gebe kalmış, ama Hera doğacak çocuk babası gibi güçlü, anası gibi güzel olur da bütün öbür tanrıların hakkından gelir korkusu ile Aphrodite’ nin karnına kem göz koymuş ve çocuğun sakat doğmasını sağlamış. Priapos kocaman bir phallos’ la dünyaya gelince, tanrıça oğlundan utanmış, tanrılara göstermemek için de, onu kırlarda bırakmış. Priapos’ u çobanlar bulup büyütmüşler ve erkekliğine tapınır olmuşlar. Priapos’ un kır tanrısı olması bu yüzdenmiş.
Başka kaynaklarda Priapos Aphrotide ile Adonis’ in oğlu olarak gösterilir. Mythos yazarlarından Diodoros; Priapos’ la Osiris’ i karşılaştırır, Lapsekili tanrı ile Mısır tanrısı ve onun efsanesi arasında bir bağ kurar; İsis, kocası Osiris’ in erkeklik uzvunu bulunca, onu bir tanrı haline sokmuş, bu tanrı da Priapos’ muş. Gene Diadoros Priapos’ la Hermaphroditos’ bir tutar. Bütün bu olgulardan çıkacak sonuç Priapos’ un bir Anadolu tanrısı olduğu ve böyle olmakla Aphrodite gibi Yunan Mythos’ una sonradan girdiği sonucu çıkar. Türkiye müzelerinde Priapos heykelleri çoktur. ” ( Arzu Erhat – Mitoloji sözlüğü )
“ Baba Tanrı ” olarak da adlandırılan Priapos çeşitli simgeler ( yılan, maymun başı, muska, köylü, 14 başlı gibi )ile Anadolu’ da çeşitli bölgelerde, Ege adalarında, Yunanistan ve İtalya’ da görülmektedir. Hatta Roma döneminde Priapos üzerinde ( İmparator Agustos’ da dahil olmak üzere )yazılan çeşitli şiirlerden biri şöyledir.
“ Selam sana ey Priapos, Ey Kutsal
-
Sen istersen eğer Jüpiter bile
-
Oklarını bir yana kor
-
Işıklı tahtını bırakır
-
Bütün tanrılar senin için kutsaldır,
-
Sen yaratıcı ve dünyayı var edicisin
-
Yeri, göğü, denizi dolduran
-
Her şeyin var olması seninledir
-
Kocaman tükenmez bir erkekliği olsun diye
-
Sana yalvarır kadınlar
-
Selam sana yüce Priapos, selam Ey Yüce Ata ”
PRİAPEİUM
Priapos’ un heykelleri üzerine yazılan yazılara onun onuruna yazılmış şarkılara Latin Edebiyatın’ da açık saçık bir şiir türüne de Priapeium denilir. Başlangıçta Priapeiumlar Tanrı Priapos adına onuruna yazılmış şarkılardı. Bu adı taşıyan açık saçık çeşitli şiirlerde, çeşitli ritimlerde yazılmış ve değişik yazarlara ait 80 şiir kapsayan bir derleme kalmıştır. Virgilis Cattulus, Tibullus. v. d.’ ne mâl edilen şiir derlemelerinde de Priapeiumlara rastlanır. Bu güldürücü şiirler Tanrı’nın heykellerinin kaidesi üzerine kazılıdır. Latin ozanı Virgilius’ un yazdığı güzel Priapeiumlarda vardır. Çanakkale yörelerinde prokonsüllük etmiş olan Neron’ un güzel beğeni hakemi Petronius Arbiter’ in Satirikon diye yazdığı bir hicvinde çocukluk çağında iken Tanrı Priapos’ un kentten kovulduğu öyküsünü dinleyen Romalı kadınların; “ Ah zavallı yavrucuk! Ona bu kadar fena davranan kadınlar amma da taş yürekli şeylermiş ” diyerek acıdıklarını yazar.
PRİAPEİA
Tanrı Priapos onuruna düzenlenen şenliklere Priapeia denilirdi. Priapos ve Lampsakos kentlerinde Tanrı Priapos’ a erkek eşekler kurban edilirdi. Onun için düzenlenen Priaperialarda kızlar çiçekler takınır ve Tanrı Dionysos’ un mainad ve bakhaları gibi Priapos’ un heykelinin etrafında flüt ve sirinks temposuna ayak uydurarak çılgınca dans edip türküler söylenirdi. İşte bu şenliklerde kızlar Tanrı Priapos’ tan hayırlı kocalar, kadınlar ise çocuk diler ve tanrının başına çiçek çelenkleri koyarlardı. Birçok kentlerde ya da kentlerin yanında Priapos’ a ait sayılan kutsal kayalar ve tepeler vardı. Priapos’u kızlar ve kadınlar bir çok yöresinde “ kısmet taşı ” denilen yerler vardır. Kızlar buralara çıkıp “ Bahtım!, Kocaya gidecek vaktim ” diye bağırırlardı.
Tanrı Priapos kimi zaman uzun sakallı ve satyr’ ler gibi dik üreme organlı bir ihtiyar olarak, kimi zaman da başına asma yaprağından davul kadar zazametli bir çelenkle, bazen de boynuzlu ya da horoz gibi ibikli olarak gösterilirdi. Üreme organının kırmızıya boyandığı da olurdu. Dünyaya yeni baştan gelerek dünyada yeniden yaşamak arzusunu dikphallos’ lu Priaposlar ile ölüme meydan okunulmakta bulunulduğu kanısı vardır. Roma Devrinde Priapos, şom ve uğursuz nazara karşı “ körü körüne parmağım gözüne ” dercesine nazarlık olarak kullanılırdı. Baltalı olarak temsil edilen Priaposlar da görülmektedir.
“BİGA – PEGAİ” ADLI KİTAPTAN ALINMIŞTIR.
HAZIRLAYAN : ENGİN GÜRSU. BİGA OSMANGAZİ İLKÖĞRETİM MÜDÜRÜ.